Yaşayan Türkçe

gibi


  • edat Yanına geldiği sözcükle benzerlik sağlayan ifade.

    • Hayatlarımız, masallardaki gibi tozpembe olur mu acep?
    • Maksadı onları barıştırmaktı ama işler umduğu gibi gitmedi.
    • Yumurta, et ve süt gibi gıdalar, yüksek oranda protein içermektedir.
    • Zeytin ezmesinde sabun acılığı gibi bir tat vardı, bir çatal aldım bıraktım.
    • Gebelik ve şişmanlık gibi nedenlerle de varis oluşabilmektedir.

  • zarf Tam o sırada, o anda.

    • Meyhaneye girdiğimiz gibi masamız donatılır, garsonlar etrafımızda pervane olurdu.
    • Ufaklık, dedesine göz kırptığı gibi sofadan dışarı fırladı.
    • Güya uykusu yoktu, döşeğe uzandığı gibi horlamaya başladı.
    • Abisinden harçlığı kaptığı gibi soluğu atari salonunda aldı.
    • Mübaşirin uzattığı zaptı aldığı gibi mahkeme salonunu terk etti.

  • zarf Benzer şekilde, andırırcasına.

    • Efsane boksör Muhammed Ali, ringde kelebek misali uçar, arı gibi sokardı.

  • zarf Yaraşır şekilde, gereğince.


93