edat Yanına geldiği sözcükle benzerlik sağlayan ifade.
- Hayatlarımız, masallardaki gibi tozpembe olur mu acep?
- Maksadı onları barıştırmaktı ama işler umduğu gibi gitmedi.
- Yumurta, et ve süt gibi gıdalar, yüksek oranda protein içermektedir.
- Zeytin ezmesinde sabun acılığı gibi bir tat vardı, bir çatal aldım bıraktım.
- Gebelik ve şişmanlık gibi nedenlerle de varis oluşabilmektedir.
zarf Tam o sırada, o anda.
- Meyhaneye girdiğimiz gibi masamız donatılır, garsonlar etrafımızda pervane olurdu.
- Ufaklık, dedesine göz kırptığı gibi sofadan dışarı fırladı.
- Güya uykusu yoktu, döşeğe uzandığı gibi horlamaya başladı.
- Abisinden harçlığı kaptığı gibi soluğu atari salonunda aldı.
- Mübaşirin uzattığı zaptı aldığı gibi mahkeme salonunu terk etti.
zarf Benzer şekilde, andırırcasına.
- Efsane boksör Muhammed Ali, ringde kelebek misali uçar, arı gibi sokardı.
zarf Yaraşır şekilde, gereğince.