Yaşayan Türkçe

karar vermek


  • fiil Bir iş, konu vb. ile ilgili nasıl hareket edileceğine dair kesin düşünce belirlemek, kararlaştırmak.

    • Hastaneden taburcu olduğu gün, yaşamında yeni bir sayfa açmaya karar verdi.
    • Dur bakalım, sabah olsun da etraflıca düşünüp karar veririz.
    • Kurul, önerileri teker teker dinleyip kararını verecek.
    • Rus istihbarat servisinin himayesindeki teröristler hakkında gıyaben tutuklama kararı verildi.

96