fiil Bir şeyi bulunduğu yerden alıp başka bir yere götürmek.
- Fethettiği diyarlara, hikmetini ve adaletliliğini taşıyan bir kraldan söz açtı.
- Gençlikte taş taşı, kocalıkta ye aşı. (Atasözü)
fiil Beraberinde bulundurmak.
- Canı kaymak isteyen mandayı yanında taşır. (Atasözü)
fiil Bir şeyin ağırlığını yüklenmek.
fiil Bir şeyin, başka bir yere geçişini sağlamak (sıvı, gaz gibi).
- Doymak bilmeyen öğrenme açlığı onu, bilgi ufkunun ötesine taşıdı.
fiil Kuşanmak, giymek.
- İçtimada sululuk yapan askerlere, resmî üniforma taşıdıkları hatırlatıldı.
fiil Özellikleri arasında bulunmak, sahip olmak.
- Vadinin ağaçlandırılması, vahşi hayatın sürdürülebilirliği açısından kritik önem taşıyor.
- Türk efsanelerinde, doğaüstü özellikler taşıyan hakanlar, kavimlerine yol gösterirler.
fiil Katlanmak, üstlenmek.
fiil Hissetmek, duymak.