Yaşayan Türkçe

yağdırmak


  • fiil Yağmasını sağlamak.


  • fiil Bir şeyi sürekli, ısrarlı bir şekilde yapmak.


  • fiil Söylemek, vermek (emir, hakaret gibi).

    • Süha, ansızın odaya daldı ve etraftakilere bir yığın hakaret yağdırdı.

  • fiil Bol miktarda vermek, sağlamak.


  • fiil Çok sayıda ortaya koymak, sürmek.


78